PARİS’TE TERÖR
\r\n\r\nİnsanoğluna binlerce yıldır yüce rabbimizden gelen emirlerden en önemlisi ‘SEVGİ’dir. Sevgi; iyiliğin, barışın, hoşgörünün anahtarıdır. Sevginin olmadığı yerde kavga, savaş, kargaşa eksik olmaz. Rabbimiz ‘BİR İNSAN ÖLDÜRMEK TÜM İNSANLIĞI ÖLDÜRMEKLE EŞDEĞERDİR’ buyurmuştur. Ama kulları bu emri binlerce yıldır uygulamamış ve birbirini öldürmeye devam etmişler; kendi bencil amaçları için başkalarının ölmesi gerektiği düşüncesiyle hareket ederek şeytanın aracı olmuşlardır.
\r\n\r\nAslında gerçekten şeytanla işbirliği yapanlar insanoğlunu sürekli birbirine karşı kışkırtarak terör, savaş ve kargaşa yaratmışlar ve adeta bir vampir edasıyla kan üzerine beslenmişler, şeytana sürekli hizmet etmeye devam etmişlerdir. Terörün ırkı, milleti, devleti yoktur; terör palazlandığı anda tüm insanlık için açık bir tehdit haline dönüşür hatta o terörü kendi amaçları için besleyenler dahi gün gelir besledikleri o terörün hedefi haline gelir. Bugün Fransa’da yaşanan hadise budur; yıllarca terörü başka ülkelere karşı besleyen ve kullanan Fransa bugün terörün acımasız yüzüyle karşı karşıya gelmiştir. Yüzün üstünde masum Fransız vatandaşı hiç suçu yokken teröre kurban olmuştur; insanlık açısından vehim ve korkunç bir hadisedir; dualarımız Fransız halkıyladır. Fakat burada sormak gereken sorular mevcuttur; her şeyden evvel peygamber efendimize yapılan hakaretler karşısında Fransız hükümetinin tepkisiz kalışı hoş olmamıştır; elbette ki bunun neticesi terör olmamalıdır fakat Fransızlar beyinleri yıkanmış, yobaz Müslümanların hedefi haline gelmişlerdir. Bunun yanı sıra IŞİD denilen o tehlikeli terör örgütünü de BEŞAR ESAD’ı devirmek için uzun zaman kullanmadığını hiçbir batılı devlet iddia edemez; bugün çıkıp ta IŞİD’i vurmak göstermelik olarak terörle mücadele etmenin ötesinde bir mana taşımaz. IŞİD adındaki bu örgüt birçok Müslüman ülkeden gelen, beyni yıkanmış, sözde Allah uğrunda savaşan köhne zihniyetlilerden oluşan bir örgüttür; ancak bu örgütün mensubu olan insanlar yıllarca batılıların zulmüne uğramış, yerlerinden yurtlarından edilmiş, anneleri tecavüze uğramış, aileleri katledilmiş insanlardır. Fransa ve diğer batılı devletler yıllarca ezdikleri, yok etmeye çalıştıkları insanlardan bir örgüt yaratmış ve BEŞAR ESAD’ı devireceklerini sanmışlar fakat son tahlilde bu insanlar silahlarını, yılların verdiği kin ile, düşmanlık ile tüm dünyaya çevirmişlerdir. Neden Suriye’deki yönetime taktılar yıllarca?;BEŞAR ESAD aslında halkınca sevilen bir liderdir, öyle olmasa zaten çoktan devrilirdi. Özgürlük getireceğiz lafı bir masaldır; IRAK’a getirdikleri özgürlük ortadadır. BEŞAR ESAD’a faşist diyenler neden Suudi Arabistan kralına bakmazlar hiç?;adam milyarlarca dolara sahip ama halkı açlık içinde; altın kaplama saraylarda yaşıyor ama ne de olsa büyük Müslüman değil mi?. Kimileri Suriye’yi ele geçirip İran’ı dağıtma peşinde; kimisi işi mezhep kavgasına döküp Şiilerden hesap sorma derdinde; kimisi petrole sahip olmak isteğinde.. Sanal olarak oluşturulan terör örgütleri her yanda kol geziyor.. Bugün çıkıp kimse terör mağduru edebiyatı yapmasın; suçlu olan gözü parayla kör olmuş emperyalistler...PKK terörünü yıllarca göz ardı edenler umarız artık terörün ne kadar kötü bir hadise olduğunu hissetmişlerdir. Keşke masum insanlar ölmeseydi; keşke insanoğlu yüce rabbimizin BİRBİRİNİZİ SEVİN emrini uygulayabilseydi; ne güzel bir dünyada yaşardık o zaman değil mi?;sevgi, barış ve hoşgörünün olduğu; savaşsız bir dünyada...Son söz; IŞİD’in kullandığı son teknoloji silahları; özel bombaları acaba kim üretti ve dahi IŞİD’e verdi?. aslında her şey bu sorunun cevabında yatıyor...
\r\n