\r\n
\r\n
Eski eşyalarımız
\r\n\r\n
Eşyaların belleği var mı bilemem.
Eşyalarımız yıllar geçtikçe bizden bir şeyler
alırcasına giderek biz oluyorlar.
Yıllar geçtikçe eşyalarımıza olan bağlılığımız artıyor.
Daha bir sahipleniyoruz eşyalarımızı.
Eşyalarımız eskidikçe kendimizin de onlarla birlikte eskidiğinin ayırımına varıyoruz.
Sanki bizde onlarla birlikte eskiyoruz.
Onlarda kalan bakışlarımızla, dokunmalarımızla onları kendimiz kılıyoruz bir anlamda.
Belki de bunun için kolay kolay kıyamıyoruz onları atmaya. Eğer atarsak kendimizi de atmış olacağız gibi geliyor bana.
Eşyalarımızda onlara verdiğimiz yaşanmışlıklar gizli.
Belki de onlarla paylaştığımız ömürden dolayı kolay kolay kıyamıyoruz onları atmaya.
Sanki insanlar gibi anıları gizliyor eşyalar.
İnsan yaşlandıkça eskiye olan bağlılığı da artıyor.
Bizden önce dedemiz, ninemiz, annemiz, babamız kullanmıştı o eşyaları.
Onların bu eşyalara bıraktığı bakışlar, dokunuşlar sarıyor bizim yaşamımızı ve geçmişimizle buluşturuyor bizi.
Onların izlerini bizim yaşamımıza getirerek onlarla birlikte yaşamamızı sağlıyorlar.
Geçmişle şimdiyi birleştiriyorlar kendilerinde.
Onların varlıklarını bize duyumsatarak yalnızlığımızı azaltıyorlar.
Eskittiğimiz her eşyada biraz da biz eskiyoruz.
Ne kadar eskitirsek o kadar insan biriktiriyoruz eşyalarda. Bedenlerimiz eskirken eşyalarda değişmeyen bakışlarımız, sözlerimiz, değerlerimiz, küfürlerimiz, kültürümüzdür biriken.
Belki de gün be gün değişirken kendimiz, değişmeyen, hep aynı kalan yanımızın sinmesidir eskittiğimiz eşyalara bağlılığımız ve onlarda huzur buluşumuz.
Attığımız her eski eşyada
attığımız belki de onlara sinmiş olan kendi değişmezliğimizdir.
Geçmişimiz, anılarımız, hüzünlerimiz ve özlemlerimizdir.
Uzaklarda yaşayan yakınlarımızla olan birlikteliğimizdir.
Attığımız her eşyada,
kendimizi yalnızlığımıza sürgün ediyoruz belki de.
Sevgiyle kalın.
Akıp durduk
\r\n
Dostlar
İnsan dostlar
Güzel dostlar
Gün geldi
Öyle gerektiği için
Ayrı kaldım
Kızım ebrudan da
Oğlum kurtuluştan da
\r\n
O günden sonra
Ne oğlumu
Ne de kızımı görebildim
Aradan yıllar yıllar geçti
Hasret çektim onlarca yıl
Bir yanım hüzün
Bir yanım sevinç
Bir kanadım kırık
Çocuklarımın
Bitmeyen hasretiyle
Umarsız yaşadım hep
\r\n
Bu süreçte
Yaşam da
Zaman da sürüp gitti
Bir zaman yorulmadı
Bir de ben
Akıp durduk yan yana
Akıp durduk yana yana